Obezite Nedir?
Obezite, “sağlığı bozan normal olmayan ya da olması sağlıklı yağ depolamadan daha fazla yağnın vücutta barınması” şeklinde bilinmektedir. Bunun sebebi beden yağ ağırlığının yağsız beden ağırlığına göre daha fazla ve hızlı bir artış göstermesi ve kilo artma durumunun beklenilen seviyenin üstündeki rakamlara ulaşmasıdır. Bu nedenle insan boyu ile kilosu arasındaki ilişki çok önemlidir. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, vücut kitle indeksi (BMI: kilo / (boy * boy)) 30’un üzerinde olan kişiler obez olarak kabul edilir.
Obezite, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Obeziteye neden olan en önemli şey, günlük enerji alımı harcanan enerjiden fazla ise, tüketilmeyen enerjinin vücutta yağ olarak depolanmasıdır. Bu nedenle temel prensibimiz, tüketilen enerjinin tüketilen enerjiden daha az olması ve bunun da negatif enerji dengesi ile sonuçlanması olmalıdır. Obezite için beslenme tedavisinin amacı, yetersiz enerjiye neden olmak, vücut yağ depolamasını azaltmak, kas ve hayati organ hücrelerini ve kalitesini kaybetmeden, vitamin, mineral ve elektrolit kaybını önlemektir. Obezitenin tedavisinde tıbbi diyet tedavisi, günlük spor aktivitesi tedavisi, edinilen alışkanlıkları farklılaştırma tedavisi, farmakolojik tedavi ve cerrahi müdahale tedavi biçimleri tercih edilmektedir.
Beslenme Tedavisi?
Elbette, gıda alımını azaltarak veya enerji tüketimini artırarak enerji yetersiz olduğunda kilo kaybı meydana gelir. Elbette, gıda alımını azaltarak veya enerji tüketimini artırarak enerji yetersiz olduğunda kilo kaybı meydana gelir. Kilo verme sırasında hedef%85 yağ dokusu ve%15 yağsız dokudur, ancak egzersizle desteklenen bir kilo verme diyetinde zayıf doku kaybı azaltılabilir ve dinlenme metabolizma hızı (DMH) korunabilir. Obez insanlar hızlı kilo vermeyi umut etseler de sağlıklı kilo vermek için uygun ve dengeli bir diyetle sağlıklı kilo vermeleri gerekir. İlk altı ayda hedef fazla kilonun%5-10’u azaltıldı; bir hafta içinde 0,5-1 kg vücut ağırlığını kaybetmek için enerji kısıtlaması (günlük enerji alımında 500-1000 kalori azalma) uygulanmalıdır.
Kanser Gelişimi ve Beslenme
Yüksek yağlı, “batı tarzı” bir diyet, meme ve kolorektal kanserle ilişkilendirilmiştir. Aşağıdaki diyet önerileri önleyici tedbirler olarak önerilse de kanseri kesin olarak önleyebileceklerine dair henüz yeterli kanıtımız yok. Meyveler ve nişastalı olmayan sebzeler (tümü yeşil ve kırmızı sebzeler) ağız kanseri, yemek borusu kanseri ve mide kanseri riskini azaltabilir. Kırmızı et içermeyen yüksek lifli, az yağlı bir diyet (Akdeniz diyeti) bağırsak kanserini önleyebilir. Çin’de sarımsak ve selenyum kombinasyonunun mide kanserinin gelişimini azalttığını gösteren veriler var. DSÖ, sağlıklı beslenme için kullanılan sarımsak miktarının günde 1 diş veya 2-5 gram taze sarımsak veya 0.4-1,2 gram olduğunu öngörüyor. Kuru sarımsak tozu; 2-5 gram sarımsak yağı veya 300-1000 mg. Sarımsak özü olarak belirlenmiştir.
Hücre soyu düzeyinde, kırmızı üzümün kabuğunda ve çekirdeğinde bulunan resveratrolün lösemi, cilt kanseri ve meme kanseri gibi birçok kanser türünün oluşumunu önleyebileceğine dair kanıtlar vardır. Bu maddenin insanlar üzerindeki etkilerine dair araştırmalar devam etmektedir. Ancak günde 1 bardak kırmızı şarap içmenin erkeklerde prostat kanseri riskini yarı yarıya azalttığı görülmüştür. Ancak unutulmamalıdır ki; karaciğer kanseri, meme kanseri ve yemek borusu kanseri gibi birçok kanserin oluşumunda ağır içiciliğin rol oynayabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle erkekler için günlük kırmızı şarap tüketimi kadınlar için 1 bardak ve yarım bardak ile sınırlandırılmalıdır.
Çayda bulunan kateşinler, antioksidan etkisi nedeniyle kanser oluşumunu engelleyebilir. Bu yararlı madde, siyah çaydan çok yeşil çayda bulunur. Genellikle bu madde, çayın 5 dakika demlenmesinden sonra bulunabilir. Çin’de yapılan birkaç çalışmada ağız içi, mide ve yemek borusu kanserinin azaltılmasına ilişkin veriler bulunmasına rağmen, benzer şekilde, Norveç’te yapılan bir araştırma bunu desteklememiştir. Ayrıca NCI tarafından prostat kanseri hastaları üzerinde yapılan bir çalışmada, 4 ay boyunca günde 4 bardak yeşil çay belirli faydalar sağlamadı.
Antioksidanların (E vitamini, A vitamini ve selenyum dahil) kullanıldığı büyük çalışmalarda, mide kanseri riskini azaltabilirken, E vitamini akciğer kanseri riskini değiştirmez. Ancak sigara içenlerde A vitamininin akciğer kanseri riskini artırdığı gösterilmiştir. Araştırmalar, E vitamini veya A vitamini alan kadınların kanser riskini değiştirmeyeceğini göstermiştir. Benzer şekilde, günlük folik asit, B12 ve B6 vitaminlerinin takviyesinin de herhangi bir kanseri önlemede etkili olmadığı bulunmuştur. Bununla birlikte, bu konudaki araştırmalar hala uzun vadeli etkileri değerlendirmektedir.
Vücut Yağ Oranı ve Egzersiz:
Meme kanseri, rahim kanseri, bağırsak kanseri ve safra kanalı kanseri gibi belirli kanser türlerinin obezite ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Bu kanser türünün ölüm oranı obezite ile de artar. Bu nedenle egzersizle bu kanser türlerinin önüne geçmek, vücut yağ oranını düşürmek ve sağlıklı beslenmek önemli olabilir. Genellikle meme kanserini önlemek için haftada 1-3 gün, her seferinde 1,5 saat egzersiz yapılması önerilir. Bunu yapamazsak ya da kalp atış hızımızı 120-130 civarında tutmak için günde 30-40 dakika yürüyebiliriz.